5 Ocak 2015 Pazartesi

Oyun Günlüğü | The Game Diaries #15: The Wolf Among Us

Hayallerini yitiren Küçük Deniz Kızı, geçinebilmek için bir striptiz kulübünde çalışıyor. Fabletown yönetiminden son derece şikayetçi olan Grendel, günlerini bir trol tarafından işletilen barda geçiriyor. Seneler, seneler önce Kırmızı Başlıklı Kız'la yolları kesişen büyük, korkunç kurt, artık dedektiflik yapıyor. Hepsi de günümüz New York'unda yaşıyor.


Çizgi roman serisi Fables'dan uyarlanan, ilk başta oyuncu seçimleriyle yönlendirilen sürükleyici hikayesi ve akılda kalıcı karakterleriyle alkışı hak eden bu muhteşem oyunla ilgili görüşlerimi okuyorsunuz. Merak etmeyin, spoiler vermeyeceğim. 

Aslında ben oynamaya başladığımda her şeyden önce renk paletine vurulmuştum. Morun ve pembenin çeşitli tonlarıyla süslenmiş sahneler göz alıcıydı. Oyunun kendine has bir karakteri olduğunun ilk sinyallerini veriyordu. Açılış müziği de harikaydı ve ses seviyesini yükseltmeye teşvik ediyordu. Karakterleri tanıdıkça birçok duyguyu seslerine yansıtarak onlara hayat veren seslendirme sanatçılarını da takdir ettim. Woodsman'ı ("Kırmızı Başlıklı Kız" masalındaki oduncu) seslendiren Adam Harrington'ı, Grendel'ı (Beowulf'taki canavar) seslendiren Kid Beyond'u ve diğerlerini. İlerleme kaydettikçe anladım ki karşımda üzerinde çok çalışıldığı her halinden belli olan, tam manasıyla "bütün" bir oyun deneyimi vardı.



Oyunun başarısını, aslında Bigby'yi ve onun için çizdiğiniz yolu ne kadar önemsediğinizi gördüğünüzde rahatlıkla anlayabilirsiniz. Adım adım ilerlerken yaptığınız seçimlerle onu iyi ya da kötü yollara sokmanız mümkün. Dost ya da düşman edinmek elinizde. İşiniz ve içinde bulunduğunuz durumlar nedeniyle ihtiyaç duyduğunuz bilgilere iyi ya da kötü polisi oynayarak ulaşabilirsiniz. İçgüdülerinize güvenmeli ve mümkünse biraz da tutarlı olmalısınız. Çelişkili davranışlarınız diğer karakterlerin gözünden kaçmıyor, hatalarınız kolayca affedilmiyor. Her bölümün sonunda neyi neden yaptığınızı düşünecek ve bazen de birkaç adım sonra olacakları öngörerek peşin peşin pişman olacaksınız.

Nihayetinde ben kendimi, yavaş yavaş oynamama ve bazı bölümleri tekrarlamama rağmen sadece on saatte biten oyunun yerine ne koyacağımı düşünürken buluverdim.

İşte o kadar güzel bir oyundu. 2014'ün en iyi oyunlarından biriydi, hiç kuşkusuz.

*Oynadığım platform: PC

Son olarak... 

Bonus2014'te oynadığım onca oyun arasından bitirdiklerim:

PC:

  • The Wolf Among Us
  • To The Moon
  • Always Sometimes Monsters
  • Home
  • Dear Esther
  • Everlasting Summer
PlayStation Vita:
  • Uncharted: Golden Abyss
  • Sweet Fuse: At Your Side
  • Metrico
  • Proteus
  • Doki-Doki Universe
  • KickBeat
  • Muramasa Rebirth
  • Sound Shapes
  • Dynasty Warriors Next
PlayStation 3:
  • Dungeons & Dragons: Chronicles of Mystara
  • Assassin's Creed
  • Assassin's Creed: Brotherhood
  • Assassin's Creed: Revelations
  • Brothers: A Tale of Two Sons
  • Uncharted 3: Drake's Deception
  • Mass Effect 3

İşte hepsi bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...