23 Kasım 2014 Pazar

Oyun Günlüğü | The Game Diaries #14: Sweet Fuse: At Your Side

Amcasının kurduğu lunaparkın açılışına katılmak üzere yola çıktığında başına bunların geleceğini asla tahmin edemezdi. Tıpkı onun gibi açılışa katılmak üzere gelen insanların arasında sinirlerine hakim olmakta zorlanan bir escort, son derece ciddi görünüşlü bir dedektif, pek sosyalleşme taraftarı olmayan bir geek, pek çok konuda bilgili bir muhabir, sakin kalmayı hayat felsefesi edinmiş gibi duran bir falcı ve genç kızların hayranlıkla takip ettiği genç bir müzik yıldızı da bulunuyordu. Birden ortaya çıkan domuz kostümlü Count Hogstein, yedi zorlu oyunu bitirmezlerse parkı havaya uçuracağını söylediğinde onun da amcasını kurtarmak için gönüllü olmaktan başka seçeneği kalmadı.




İşte bu görsel romanın olay akışı böyle başlıyor. Spoiler vermemek adına derinlemesine yorumlamayacağım ama oynarken çok eğlendiğimi bir şekilde belirtmem gerek.

Oyunda tabii ki en önemli unsur, hızla X'e basmanızı sağlayan heyecanlı ve bol sürprizli olay örgüsü. Kısaca değindiğim karakterlerin, anlayacağınız üzere kendine has bir yaşam tarzı ve tavırları var. İsterseniz  hepsiyle kısaca vakit geçirebilir ve kimseyle  romantik bir ilişki yaşamadan da oyunu tamamlayabilirsiniz. Çünkü aslında burada amaç, karakterlerin sağ salim oyunları tamamlayıp kendilerini ve parktaki masumları kurtarabilmeleri. 

Şimdi biraz da atmosfere değinelim.


Oyunun geçtiği theme park, baştan sona video oyunlarına bir saygı duruşu niteliğinde. Parkın her bir bölümü bir oyun türüne özel olarak tasarlanmış. Oyunun başında öğrendiğimize göre oyun temalı bir park açmak da amcanın hayaliymiş. Böylece Count Hogstein'ın elinde bu hayali tam bir kabusa dönüşmüş oluyor.

Bitirdiğim oyunları başa sarıp oynamak adetim değildir. Fakat ilk elde oyunu, kurgunun görünüşte kötü çocuğu Mitarashi'yle tamamladığımdan diğer karakterlerin sırlarını öğrenmek için kesinlikle tekrar oynamak istiyorum. Aldığım tüyoya göre romantik ilgi odağı olarak muhabiri seçmediğiniz sürece  karakterler tüm gizemlerini korumuş oluyormuş. Yani, toplam altı karakter olduğundan muhabiri sona bırakırsanız oyunu altı kez oynayarak her şeyi öğrenebilirsiniz.




Tüm bu nedenlerle diyebilirim ki Sweet Fuse: At Your Side, kıvamında Japonca seslendirmesi, merak uyandıran olay örgüsü ve ilgi çekici karakteriyle PlayStation Vita'da oynadığım en iyi oyunlardan biri oldu.

*Oyunun fragmanı ise burada.

**Okuduklarınızı beğendiyseniz Oyun Günlüğü | The Game Diaries yazı dizisine göz atın:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...