11 Kasım 2014 Salı

Alışveriş Notları: Farklı Türler Part VIII (33. İstanbul Kitap Fuarı)

Bu seneki kitap fuarına gitme sebebimiz aslında ülkemizin nadide bilim insanlarından Prof. Dr. Sevil Atasoy'du. Her ne kadar kendime bir süreliğine kitap alma yasağı koymuş olsam da oraya kadar gidip de eli boş dönmek olmazdı.



İşte aldığım kitaplar:

Tiyatro eserleri ve tiyatroya dair:



  • Чайка/Martı (by Anton Pavloviç Çehov)
  • Sultan ve Şair (by Sema Kaygusuz)
  • Mutfak (by Murathan Mungan)
  • Rol Yapmayın Lütfen (by Eric Morris)
  • Türk Tiyatro Tarihi: Başlangıcından 1983'e (by Metin And)
Sırasıyla Türkiye İş Bankası Yayınları, Metis Yayınları, Alfa Yayınları ve İletişim Yayınları standlarından.



Sahafları da sevdiğimi bilirsiniz. Bir standda gezerken gördüğümüz ikinci el kitaplar arasından bir dönem okumak istediğim Philippa Gregory'nin The Virgin's Lover/Bakirenin Aşığı isimli Elizabeth I kurgusunu da arşivime kattım. Daha doğrusu, teknik olarak hediye edildi. 

Bir de birinci sınıfa başlayan yeğenimiz Arda'ya Angela McAllister'ın rengarenk kitabı Bigboots the Spider/Kibirli Örümcek'i aldık. Ceyda'ya ise bir sahaftan birkaç eski madeni para aldık. Bu aralar eski paralara meraklı. = )

Ücretsiz dağıtılan kataloglar, kitap ayraçları, defterler falan filan da aşağıdaki fotoğrafta görüleceği üzere.



Fuarı nasıl buldun derseniz...



"Sinemamızın 100 Yılı" teması olduğundan onur konuğu Attila Dorsay'ın ünlü sinema emekçileriyle çekilmiş fotoğraflarının ve eski sinema afişlerinin olduğu sergiyi sevdim. Aldığım tüm kitaplarda ufak tefek indirimler olması da hoştu. Fakat konuk ülkelerin tanıtımı noktasında hep bir şeylerin eksik kaldığını düşünüyorum. Fuara gittiğim diğer senelerde de dikkatimi çekmişti aslında. Bu fuara gittikten sonra en azından Makedonya hakkında bir şeyler öğrenmiş olmamız gerekirdi diye düşünüyorum. Bir de o kalabalığın arasında yol bulmanın zorluğunu hesaba katarak etkinlikleri anons etselerdi çok faydalı olurdu diyorum. İlk pazar günü itibarıyla Attila Dorsay'ın konuşmasını ve en azından bir Gezi Parkı'yla ilgili konuşmayı dinlemek isterdim. Fakat fuarda geçirdiğimiz toplam dört saatlik süre içinde bu etkinliklerin nerede olduğu, ne zaman olduğu anons edilmedi ve yine o kalabalık, kabalık, kabalık... 

Gitme nedenimiz belliydi ve gittiğimize pişman olmadık. Fakat fuar organizasyonunun her geçen sene daha da iyiye gidebilecekken yerinde sayması da dikkat çekici bir noktaydı.

1 yorum:

  1. İyi ki gitmemişim, bütçem sarsılırdı eminim. Keyifle oku aldıklarını :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...