13 Ocak 2014 Pazartesi

İnceleme: Babe in Boyland




Kitabın protagonisti Natalie, on yedi senelik hayatı boyunca sahneye çıkmış yetenekli bir oyuncudur ve yeni karakterlere bürünmeyi çok sever. Okul gazetesinde bir nevi "Güzin Abla" rolüne soyunup Dr. Aphrodite mahlasıyla öğrencilerin ikili ilişkilere dair sorularını cevaplar. Kimliği sır gibi saklanan Dr. Aphrodite, sonunda kendi popülerliğinin kurbanı olur: Bir gün erkek öğrenciler, okul gazetesindeki mesaj panosunu bombardımana tutup "erkekler hakkında hiçbir şey bilmediğini" pek de kibar olmayan bir tonla belirtirler. Sinirlenen ve yerin dibine giren Natalie, bazı nedenlerle hergelelerin haklı olabileceğini düşünmeye başlar ve bürüneceği yeni karakter Nat, böylece doğar.



I've never had a role I had to start playing the moment I rolled out of bed.




Erkeklerin gittiği özel bir hazırlık okuluna gizlice sızıp bir hafta boyunca gözlem yaparak tüm dünya kızlarının merak ettiği (!) sorulara cevap aramaya koyulan Natalie'nin hikayesi, kahkahalarla okunacak kadar leziz bir mizah duygusuna sahip. En yakın arkadaşları Chloe ve Darcy'nin de desteğiyle bu maceraya atılan Natalie'nin en büyük yardımcısı kuşkusuz tiyatro yeteneği. Kolay değil, bir hafta boyunca yatılı bir okulda erkek gibi yaşamak zorunda ve hayatının rolünü sergilemesi gerek.

Natalie, yol boyunca sadece erkeklerin değil, en yakın arkadaşlarının da bilmediği yönlerini keşfediyor. Erkeklerin karşısında nasıl davrandıklarını uzaktan gözlemle fırsatı bulduğunda kendi tutumunu da merak ediyor ve içsel bir sorgulama sürecine başlamış oluyor.

Yan karakterlere de kısaca değinmeden olmaz. Chloe ve Darcy de Natalie kadar sahici karakterler ve her kızın kendine has özellikleri var. Chloe, aşırı titiz, havalı ve pek burnundan kıl aldırmayan cinsten bir kızken Darcy daha cana yakın ve heyecanlı biri. Olaylar karşısında kendilerinden beklenildiği şekilde tepki gösteriyorlar. Yazarın karakterlere has özelliklerini metin içinde ortaya koyması, kitabın inandırıcılık seviyesini olumlu yönde epey etkiliyor. Çünkü plot ne kadar ilgi çekici olursa olsun, bir kere gözünün önüne kanlı canlı insanları getiremiyorsan, o kitaba dalıp gitmen çok zor. Bu noktada Jody Gherman iyi bir iş çıkartıyor.



All of us have our wires crossed and crisscrossed so many times it's impossible to untangle  the mess.


Natalie'nin "cinsiyetleri daha iyi anlayabilmek" adına kalkıştığı şey, onu öyle zor durumlara düşürüyor ki yüksek sesle kahkaha atmamak elde değil. Bir seksenlik boyu ve sürekli belirttiği küçük göğüsleriyle, asla prenses tavırlı bir kız olmasa da erkek gibi davranmak, tahmin ettiğinden çok daha zor çıkıyor. Underwood Academy'de başına gelen onca şeyin üstüne bir de oda arkadaşı Emilio'ya karşı duyduğu hisler, daha da zor durumlara yol açıyor. Zorluklarla mücadele etmekten konu açılmışken, dünyanın en berbat kızlarından biri olan Summer da unutulmamalı tabii. O "zoraki sempati", yüze gülen tavırlarının arkasında binbir kötülük yatan Summer da herkesin hayatında mutlaka bir kere karşılaştığı kızlardan. Ya da Chloe'nin tabiriyle she-bitch'lerden.

Tüm bunları yazmak yerine Jody Gherman'ın Babe in Boyland'ini tek bir cümle ile anlatmak isteseydim, şöyle derdim: "Uzun zamandır bir kitap okurken bu kadar çok gülmemiştim." Okunması ve hatta saklanması gereken bir roman. Bir gün tekrar okumak için.

Puan: 5

2 yorum:

  1. Türkçe haklari satin alinmadi mi ? İnşallah alınır çok merak ettim :))

    YanıtlaSil
  2. Leziz bir okuma gibi görünüyor. Biraz "Onikinci Gece" havası var sanki (She Is The Man filmi ile de benzeşiyor gibi temelde).

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...